20 Mart 2015 Cuma

Kör Kamil’le Tanışma

İlk iki buluşmasından da haberdar olduğum ve parçası olmak istediğim akademik şikemperverlere katılıma şansım üçüncü buluşmaya kısmet oldu. Hem de yıllardır adını duyduğum fakat yolumun düşmediği bir adreste: Kör Kamil. Heyecanım ve potansiyel erken kalkma planım nedeniyle (ki sohbeti bırakıp kalkamadım) ne kadar acele edersem edeyim adetim olmamakla birlikte 10 dakika rötara engel olamadım. Kapıda buluştuğum Merve (Özgür Göde) ile içeri girdiğimizde öncü kuvvet olarak Osman (Güldemir), Erhan (Akarçay) ve Ozan’ın (Aksöz) çoktan köşeye yerleşip yüzlüğün tadına baktığını gördük ve hemen iştirak ettik. Hal hatır demeye kalmadan Volkan (Genç) ve Seray (Gülertekin Genç), hemen ardından da Hüseyin Bey (Öney) ve Sadık Hoca (Bahçe) masaya yetişti. Ve hasbihal başladı. Sohbetimiz bize kalsın, yediğimizi içtiğimizi anlatalım burada.

İkramlar
Öncelikle saat itibariyle acıkmış olan grubun iştahını ancak dindirebilen bir ikram vardı. Genel kanı olarak masadakiler sanırım memnun kaldı ama benden övgü alamadı. Ama önemli değil, sonuçta biz kelle yemeye gittik mekana. Zaten artçı kuvvet olarak gelen ciğer masanın ilklerinin kusurunu örtecek kadar iyiydi; yeterince pişmiş ama kavrulmamış, yanmamış, dişe gelecek kadar sert ama ağızda dağılacak kadar yumuşak. Elbette Eskişehir’de bir Diyarbakır veya Edirne’de yerdiğim ciğerle kıyaslamadığımı şiddetle belirtmeliyim. İlerleyen dakikalarda herkes midesinin ilk açlık sinyallerini susturup gerçek değerlenmeye geçebileceği olgunluğa geldiğinde kelleleri söyledik. Gelen ilk tabak bütün kelle şeklinde değil parçalanmış şekilde servis edildi ki bu aslen bence bir servis sorunu olsa da lezzet konusunda da masada ufak bir huzursuzluk yarattı. İkinci gelenler ise istek üzerine bütün şekilde servis edildi. Ana yemeğimiz olan kelleler için söyleyebileceğim tek şey var, oldukça lezzetli ve kıvamında.

Servis
Kör Kamil’de servisi ne bizim masadan ne de diğer masalardan kimsenin beğendiğini sanmıyorum. Belli ki eski ve köklü bir meyhane olmanın verdiği güvenle müşterilerinin hoşgörüsüne sığınıyor. Yeterli sayıda servis personelinin etrafta dolanıyor olmasına rağmen bırakın masadaki kusurları görmeyi (kelle geldiğinde masada üst üste yığılmış olan soğuk tabakları gibi), polar, çay, soda gibi isteklerimizi oldukça geç getirdiler. Zaten sıkışık olan masa düzeninden dolayı servis yapmanın zor olduğunu da aşikar, yine de masanın başında oturup rahat servis alabileceklere de aynı muamele yapıldı. Küçük gibi görünüp servis anlamında benim gözümde son derece sıkıcı olan diğer iki servis hatası henüz kelle bitmemişken gelip masadan almaları ve biz henüz kalkmadan servis görevlilerinin servisi bırakıp sigara yakması oldu. Tuvalet için kalktığımda kapıyı bana açacaklarına açtığım kapıdan önce kendilerinin girmesi cabası. Kısaca, mekanın kalabalıklığı veya sıkışıklığı, neden her neyse başarısız bir servis vardı.

Mekan
Meyhane genel olarak bir meyhanede olması gereken bütün görseli taşıyordu. Şatafattan uzak, biraz salaş, tahta masa ve sandalyeleriyle eskiyi korumuş. Masaların birbirine fazla yakın olması otururken bile rahatsızlık veriyordu ama onu da mekanın aşırı talep görmesine bağladım. Yine de 1-2 masa fazladan olmasındansa mevcut müşterilerin rahatı daha önemli olabilirdi. Tuvalet yeri abes olsa da temiz olması büyük bir artıydı. Üst katı ise görme fırsatım olmadı, bir ara niyetlendiysem de kalabalık ve dar merdivenlerden inen çıkanlar vazgeçirdi beni. Daha sakin bir zamanda gitme durumu olursa üst kata da bakacağımı not ettim aklıma. Son olarak mekanda müziğin olmamasının sohbet için ideal ortamı yarattığını da belirtmeliyim.

Fiyat
Gecenin sonunda gelen hesap kişi başına göre makuldü ama bir nüansla; masada rakıya eşlik etmeyenler de vardı. Sadece içenler üzerinden bir hesaplama yapabilseydik sanırım biraz yüksek bir meblağ.

Velhasılıkelam, lezzetli yiyecekler ve hoş sohbetle geçen güzel bir deneyim yaşadık.

Hoş buldum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder