30 Mart 2015 Pazartesi

GEÇ KALMIŞ BİR KÖR KAMİL YAZISI...



Merhaba, oluşumundan haberdar olduğum için büyük keyif duyduğum Akademik Şikempervelerin Kör Kamil macerasına bende katıldım. Bir yere gitmeden önce her zaman yaptığım gibi Google'da biraz bakayım dedim Kör Kamil için. okuduklarım üzerine zaten gitmeden gecenin iyi geçeceğini hissetmiştim. Ebru Hoca ile sözleştiğimiz gibi saat 19 civarı Kör Kamilin yakınlarındaydım. Çünkü nerede olduğunu bilmiyordum. Esnafın birine sordum ve tabelasız bu küçük mekanı kolaylıkla buldum. Kapısından şöyle içeriye bir göz attım-Ebru hocayı görebilmek adına- ilk buluşmam olduğu için kimlerle buluşacağımı tam olarak bilmiyordum. İşte tam o sırada oradaki misafirlerden birisi "geç kızım geç içeride yukarıda bayanlar da" dedi. Sanırım adından ve yerinde dolayı çekindiğimi düşündü. Çoğunluğu erkek misafirlerden oluşmasına rağmen bayan misafirlerinde rahatlıkla tercih edebileceği bir meyhane. Kısacası bir meyhane tadında, eski bir mekanda, dostlarınızla buluşmak isterseniz tercihleriniz arasına ekleyebileceğiniz bir mekan... 

Lezzet

Öncelikle belirtmem gerekir ki pilaki gerçekten çok iyiydi. Özellikle kereviz alıp, yemeyen biri olarak ben kerevizi de beğendim.  Sonrasında isteğimiz üzerine gelen Haydari de benim için tam kıvamındaydı. Ciğer sevmeyen birisi olarak Kör Kamil gibi bir mekanda güvendiğim kişiler ciğer yemek isteyince kesin bir bildikleri vardır dedim ve yedim, yiyebildim. Bunun haricinde ciğerle ilgili pek bir yorum yapamayacağım çünkü daha öncesinde tadına bile bakmak istemediğim bir yemek. Veee gecenin sultanı tabi ki kelle idi. Pamuk gibi ayrılması ve ağızda bıraktığı hoş lezzetle kelle 10 numaraydı. İkinci gelen postada kelleyi kendimiz parçaladığımız için belki de daha lezzetli geldi orası kesin. Gecenin sonunda gelen meyve tabağıyla ağzımız tatlandı. Aralarda içtiğimiz çay tazeydi.

Fiziki Yapı

Sade masa ve sandalyeleri ile gösterişten uzak küçük bir mekan Kör Kamil. Genel olarak temiz. Benim için gittiğim yerlerin tuvaleti önemlidir. Biraz arada kalsa da temiz tuvaletleri vardı. Mekanın en büyük sorunu dışarda ısıtma sisteminin yeterli olmaması. Oysa ki gördüğüm kadarıyla müişterisi bol bir mekan. Eskişehir gibi bir yerde dışarda oturmak isteyen müşteriler için ısıtma cidden önemli bir unsur. 

Personel

Belki mekanda beni en rahatsız eden durumdu. Sürekli ortalıkta dolanan servis personelleri vardı ama hizmet yoktu. Bir kaç kez şal ve çay istememize rağmen uzun süre beklemek zorunda kaldık. Masamızı biz topladık. Tüm bunların yanında mutfak personelinin hakkını yememek lazım. Zira yediğimiz yemekler lezzetliydi. 


Fiyat

İlk gördüğümüzde kısa bir şok etkisi yaratan fakat sonrasında sayımıza böldüğümüzde makul şekilde çıkan bir fiyatlama söz konusuydu. Kısacası verdiğim para boşa gitti demeyeceğiniz bir mekanda yemek yemiş olursunuz Kör Kamile gelirseniz

22 Mart 2015 Pazar

CUMA SOHBETLERİNDE ARTIK BEN DE VARIM, DURAK 1: KÖR KAMİL MEYHANESİ
Merhaba ağzının tadını bilen, yemek yemekten zevk alan Şikemperver takipçileri,
Benim açımdan farklı bir deneyim olan etkinlikte Eskişehir merkezde bulunan, Kör Kamil Meyhanesi’ne gittik. Etkinliğimizde pek çok farklı deneyimler ve ilkler yaşadım. Öncelikle meyhanenin bir tabelası yoktu. Hüseyin Hocamdan öğrendiğimize göre de zaten gerçekten meyhane olan mekanların tabelasının olmadığı, oraya giden müdavimlerin kendi aralarında meyhane sahibinin lakabıyla özdeşleştirip bir isim koymalarıymış. Yani sizin anlayacağınız bu ay gittiğimiz meyhane sahibinin adı Kamil, sıfatı da körmüş. Yemeğimizdeki öğrendiğim güzel bilgilerden bir buydu. Daha önce erkek erkeğe giden akademik şikemperverler bu etkinlikte bizleri de (kadınları) davet ettiler. Şikemperver ailesinin yeni üyesi olarak kalemimden geldiğince sizlerle deneyimlerimi paylaşacağım.
Lezzet
Pilakinin, kerevizin, tam yağlı lokum gibi beyaz peynirin, haydarinin (evet evet bunu Merve’yle ben istedik) tadı gerçekten çok iyiydi. Pek alkol tüketmeyen ama meze affetmeyen ben mezelere tam puan verdiğimi söyleyebilirim. Öğrendiğime göre pilaki “Kör Kamil”de yenirmiş. Hakkını vermişler cidden, yolunuz Eskişehir’e düşerse bu lezzetten mahrum kalmayın derim. Eşim (Volkan) ciğer pek sevmezdi ve hal böyle olunca ben de zaten pek aram olmayan ciğeri yemeyeli bir hayli olmuştu. Mezelerden sonra ortaya ciğer söylendi; ciğerin tam kararında pişmesi ve lezzetiyle tam puan olmasa da iyi bir puan aldı benden. Asıl gecenin yıldızı “kelle” idi. Girişte belirttiğim gibi yemek konusunda ilklerimi yaşadığım bir etkinlikti. Toplamda beş kelle getirildi masamıza, önce üç tane parçalanmış, dilimlenmiş halde; daha sonra istek üzerine iki bütün kelle. Hatır için birazcık yiyeyim dediğim ve hayatımda ilk defa yediğim kelle, evet itiraf ediyorum enfesti. Hele kekik ve pulbiberle yenilince o baharatlarla daha da leziz oluyordu. Kelleden sonra masamıza mevsim meyveleri geldi, meyveler tazeydi. Benim için gecenin favorisi çok üşüdüğüm için çaydı. Önyargılarımdan arındığım bu etkinlikte yediklerimizin lezzetine 10 üzerinden 8 veriyorum.
Fiziki Yapı
Kör Kamil’e geldiğimizde diğer arkadaşlar bize ayrılan masaya oturmuşlardı, o nedenle mekanın tamamını gezemedim. Sigara içilen kısım olan dış tarafta oturduk ve meyhanenin en kötü yanının ısıtma olduğu su götürmez bir gerçekti. Eskişehir’in soğuğuna göre ısıtma malesef çok yetersizdi. Masalar arası mesafe bir kişinin geçebileceği kolaylıkta değildi. Çok üşümekten dolayı fiziki yapıya puanım biraz düşük olacak, 10 üzerinden 5 veriyorum.
Personel Kalitesi
Evet çok üşüdük bu bir gerçek ama hizmeti sunan personel gerçekten saygılı ve kibardı. Özellikle polar istediğimde biraz gecikmeli de olsa (yoğunluktan dolayı) polarlarımızı getirdi. Personelin güler yüzlü, kibar ve sipariş almada, servis sunumunda gösterdiği tavırlarının iyi olması sebebiyle puanım 8.
Fiyat

Mekanda yiyecek kalitesine göre adil bir fiyatlama söz konusu. Bence fiyat son derece makuldü. Bu kategoride verdiğim puanım 8.

20 Mart 2015 Cuma

Kör Kamil’le Tanışma

İlk iki buluşmasından da haberdar olduğum ve parçası olmak istediğim akademik şikemperverlere katılıma şansım üçüncü buluşmaya kısmet oldu. Hem de yıllardır adını duyduğum fakat yolumun düşmediği bir adreste: Kör Kamil. Heyecanım ve potansiyel erken kalkma planım nedeniyle (ki sohbeti bırakıp kalkamadım) ne kadar acele edersem edeyim adetim olmamakla birlikte 10 dakika rötara engel olamadım. Kapıda buluştuğum Merve (Özgür Göde) ile içeri girdiğimizde öncü kuvvet olarak Osman (Güldemir), Erhan (Akarçay) ve Ozan’ın (Aksöz) çoktan köşeye yerleşip yüzlüğün tadına baktığını gördük ve hemen iştirak ettik. Hal hatır demeye kalmadan Volkan (Genç) ve Seray (Gülertekin Genç), hemen ardından da Hüseyin Bey (Öney) ve Sadık Hoca (Bahçe) masaya yetişti. Ve hasbihal başladı. Sohbetimiz bize kalsın, yediğimizi içtiğimizi anlatalım burada.

İkramlar
Öncelikle saat itibariyle acıkmış olan grubun iştahını ancak dindirebilen bir ikram vardı. Genel kanı olarak masadakiler sanırım memnun kaldı ama benden övgü alamadı. Ama önemli değil, sonuçta biz kelle yemeye gittik mekana. Zaten artçı kuvvet olarak gelen ciğer masanın ilklerinin kusurunu örtecek kadar iyiydi; yeterince pişmiş ama kavrulmamış, yanmamış, dişe gelecek kadar sert ama ağızda dağılacak kadar yumuşak. Elbette Eskişehir’de bir Diyarbakır veya Edirne’de yerdiğim ciğerle kıyaslamadığımı şiddetle belirtmeliyim. İlerleyen dakikalarda herkes midesinin ilk açlık sinyallerini susturup gerçek değerlenmeye geçebileceği olgunluğa geldiğinde kelleleri söyledik. Gelen ilk tabak bütün kelle şeklinde değil parçalanmış şekilde servis edildi ki bu aslen bence bir servis sorunu olsa da lezzet konusunda da masada ufak bir huzursuzluk yarattı. İkinci gelenler ise istek üzerine bütün şekilde servis edildi. Ana yemeğimiz olan kelleler için söyleyebileceğim tek şey var, oldukça lezzetli ve kıvamında.

Servis
Kör Kamil’de servisi ne bizim masadan ne de diğer masalardan kimsenin beğendiğini sanmıyorum. Belli ki eski ve köklü bir meyhane olmanın verdiği güvenle müşterilerinin hoşgörüsüne sığınıyor. Yeterli sayıda servis personelinin etrafta dolanıyor olmasına rağmen bırakın masadaki kusurları görmeyi (kelle geldiğinde masada üst üste yığılmış olan soğuk tabakları gibi), polar, çay, soda gibi isteklerimizi oldukça geç getirdiler. Zaten sıkışık olan masa düzeninden dolayı servis yapmanın zor olduğunu da aşikar, yine de masanın başında oturup rahat servis alabileceklere de aynı muamele yapıldı. Küçük gibi görünüp servis anlamında benim gözümde son derece sıkıcı olan diğer iki servis hatası henüz kelle bitmemişken gelip masadan almaları ve biz henüz kalkmadan servis görevlilerinin servisi bırakıp sigara yakması oldu. Tuvalet için kalktığımda kapıyı bana açacaklarına açtığım kapıdan önce kendilerinin girmesi cabası. Kısaca, mekanın kalabalıklığı veya sıkışıklığı, neden her neyse başarısız bir servis vardı.

Mekan
Meyhane genel olarak bir meyhanede olması gereken bütün görseli taşıyordu. Şatafattan uzak, biraz salaş, tahta masa ve sandalyeleriyle eskiyi korumuş. Masaların birbirine fazla yakın olması otururken bile rahatsızlık veriyordu ama onu da mekanın aşırı talep görmesine bağladım. Yine de 1-2 masa fazladan olmasındansa mevcut müşterilerin rahatı daha önemli olabilirdi. Tuvalet yeri abes olsa da temiz olması büyük bir artıydı. Üst katı ise görme fırsatım olmadı, bir ara niyetlendiysem de kalabalık ve dar merdivenlerden inen çıkanlar vazgeçirdi beni. Daha sakin bir zamanda gitme durumu olursa üst kata da bakacağımı not ettim aklıma. Son olarak mekanda müziğin olmamasının sohbet için ideal ortamı yarattığını da belirtmeliyim.

Fiyat
Gecenin sonunda gelen hesap kişi başına göre makuldü ama bir nüansla; masada rakıya eşlik etmeyenler de vardı. Sadece içenler üzerinden bir hesaplama yapabilseydik sanırım biraz yüksek bir meblağ.

Velhasılıkelam, lezzetli yiyecekler ve hoş sohbetle geçen güzel bir deneyim yaşadık.

Hoş buldum..

16 Mart 2015 Pazartesi

Kör Kamil'de Soğuk Hava- Sıcak Sohbet

Sevgili Blog Takipçileri,

Tabelası dahi olmayan ama Eskişehir'in en çok bilinen meyhanesi "Kör Kamil" de "Akademik Şikemperverler" olarak saat 19:00'da buluştuk. Rezervasyonumuz dışarıdaki bir masada ve masanın da ısıtıcılara uzak olması nedeniyle masa değişikliği talebimiz her masanın dolu olması nedeniyle geri çevrilmek zorunda kaldı. Rezervasyonsuz gitmeyi özellikle haftasonu hiç tavsiye etmem. Burayı bilenler bilir, Kör Kamil'de müzik yoktur, sohbet vardır. 10 kişilik bir masada oturuyorduk ama herkes birbiriyle çok rahat sohbet edebildi. Burada önemli nokta eğer müzikli bir meyhane arıyorsanız Kör Kamil sizin için hiç uygun olmaz. Kör Kamil, çarşı tramvay durağının hemen yanında, 2 Eylül caddesinde konum olarak aracınızla gelmenizi gerektirmeyecek kadar merkezi bir yerdedir. Gelelim tüm akşam yediklerimize, beyaz peynir, haydari, pilaki, enginar, patlıcan ezme, ciğer, kuzu kelle ve meyve tabağı ile içecek olarakta Rakı içildi.
Lezzet
Mezelerden başlarsak; genel anlamda hepsinin ama özellikle pilakinin tadı güzeldi. Kör Kamil'in pilakisi meşhurdur zaten. Bence bir rakı sofrasında beyaz peynir başlangıç için çok önemlidir. Yumuşak tam yağlı koyun peyniri bu anlamda mutlu etti. hatta masada ikinci kez peynir isteyenlerden birisi de bendim. Ciğer çok çok lezzetliydi diyemeyeceğim ama yine de tercih edilebilir. Masada, Kelle'nin bu mevsime göre erken mi yoksa tam zamanı mı tartışmaları arasında önce parçalanmış sonrasında gelen bütün kelleleri tatmak şerefine nail olduk. Masamızın dışarıda olması ve havanın da soğuk olması nedeniyle kelleler tahmin ettiğimizden daha çabuk soğusa da oldukça lezzetliydi. Meyve tabağındaki meyve seçimleri de doğal olarak mevsimlikti ve tazeydi. Son olarak çaylarımız geldi. Şahsen hiçbir zaman evde demlenen bir çay tadını dışarıda alamadığım için burada da durum aynıydı. 
Fiziki Yapısı
Mekan zaten fiziki yapısıyla öne çıkan bir mekan değildir. Ahşap masalar, ona uygun sandalyeler, sade bir dekora sahip bir mekandır. Üç katlıdır. Daha yaz başlamamasına rağmen bahçesi de (bizim oturduğumuz bölüm) açılmıştı. Erkek-bayan tuvaletleri birbirinden uzakta tasarlanan bu mekanda ne tuvalet ne de yemek anlamında genel bir koku yoktu; ama bunda dışarıda oturmamızın da bir etken olup olmadığını bilemeyeceğim. Daha önce de vurguladığım gibi mekanda müzik yayını yok. Işık gayet uygundu. Masa düzeni konusunda başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim çünkü her masa aynı oranda ısıtılamamıştı ve garsonların masaların her tarafına yetişemediklerine şahit olduk. 
  
Mutfak  
Mutfağın konumu iyi sayılabilecek bir yerde olsa da meze ve et dolaplarının yeri müşterilerin rahatlıkla mezeleri seçebileceği şekilde tasarlanmamıştı.
  
Personel Kalitesi
Servis bu mekanın en sıkıntılı tarafı olarak göze çarpıyor. Bu mekanı eskiden beri bilen biri olarak; mekanda kesinlikle müşteri seçme vardır. Özellikle müdavimlere yönelik daha bir ilgi vardır. Bizler daha az gelen müşteriler olduğumuz için garsonları kimi zaman bulmakta zorlandık.
Fiyat
Fiyatların normal olduğunu söyleyebilirim. Bence fiyat-kalite dengesi iyi sağlanmıştı. Sonuç olarak, mekanın sunduğu yiyecek-içecek kalitesine uygun bir fiyatlama yaptığını söyleyebilirim.

4 Mart 2015 Çarşamba

MayDay'de Bir Cuma Akşamı


MayDay

Eskişehirde farklı bir içkili restoran arayanlara…

Akademik Şikemperverler olarak yine bir meyhanede buluştuk. Eskişehir’de yaygın ismiyle Barlar sokağında bulunan (resmi adı Hoşnudiye Mah. Vural Sokak)  MayDay Meyhanesi ikinci buluşma adresimiz oldu. Yine meyhanedeyiz. MayDay üç katlı bir bina, 2010’dan beri hizmet vermekte, dekoru ve kendine özgü sunumu var. Bu arada müziği de unutmamak gerekiyor. Cuma akşamı 19:00’da Sadık’la buluştuk. Yürüyerek barlar Sokağına geldik. Sokakta 100-150 metre yürüdükten sonra meyhanenin tabelasını gördük. İçeri girerken görevliler yardımcı olmak üzere “iyi akşamlar, hoş geldiniz” diyerek rezervasyonumuzun olup olmadığını sordular. Yer ayıran Osman olduğu için onun ismini verdik. Zaten Osman bizden önce gelmiş bir litrelik Yeni Rakıyı sipariş etmişti.

Fiziksel Yapı

Masada klasik meyhane sunumuna uygun küçük tabaklarda beş çeşit meze vardı. Bizim için ayrılan masa sütunun dibinde, biraz küçük olan sandalye ve masaya nasıl yerleşeceğimize karar verip sandalyelerimize oturduk. Salon localara halinde, meyhaneye girişte camekânlı, açılır bir bölüm, içeri girer girmez solda bar deski, karşısında müzik için sahne, barın bitişiğinde mutfak, sahneden sonra masalar ve iki basamakla çıkılan bir başka loca… Mekânın düzenlemesi kendine özgü. Duvarlarında meyhaneyle ilgili çerçeveli resimler, yazılar, meyhaneyle ilgisi olmayan tablolar ve objeler çeşitli yerlere serpiştirilmiş. Meyhanelerle pek ilişkilendiremediğim bir teknoloji ise birkaç duvara –hatta bazı duvarlarda ikişer adet- televizyon konulmuş. Masa ve sandalyeler çok iri olmamama rağmen bana küçük gelseler de tasarım olarak hoş bir görünümü var. Üstelik masalarda örtü ve kapakta var. Fiziksel olarak tasarım, kullanılan malzemelerle hoş bir görüntüsü var. 15-20 kişilik grup masalar salonu daraltırken, o kadar emek ve para harcanarak hazırlanan dekor ve ambiyansı bozmakta. Tuvalet ve sigara için giriş çıkışlarda yan masadakilere sürtünerek geçilmesi, biraz küçük olan sandalyelere kaban asılması ve kalkıp otururken sandalyelerin yan masadakilerin üzerine devrilmesi gibi bir sürü detay sıralanabilir. Hatta masa o kadar dar geldi ki gelen yiyecekleri tabağımıza alıp boşları hemen garsona geri verdik. Masada servis tabakları, kadehler, ekmek sepeti ve su şişesi haricinde neredeyse hiç yer kalmıyor.

Servis

Servis ve sunuma ilişkin değerlendirmelerimi yaparken hep olumlu yönlerini dikkate almaya çalışsam da kötümser bir yaklaşımım olacak. Karşılanma, masadaki ilgi kararında, yerinde ve zamanında, doğru ifadeler, jest ve mimiklerle birlikte servis kurallarına uyma çabası eleştirilecek bir tarafı yok, hatta iyi. Meyhanelerde pek rastlanmayan bir durum kadın servis çalışanının olması. Zaten Barlar Sokağı ve Eskişehir’de birçok içkili mekânda bu uygulama var. Alışık olmadığım diğer bir uygulama ise içki siparişi verildiğinde masaya işletmenin belirlediği çeşitlerden oluşan mezelerin ikram olarak gelmesi oldu. Bir şeyler istemek için etrafta servis elemanı aramak durumunda kaldığımızı hatırlamıyorum. Çünkü her an yanımızda ve yakınımızda bir servis elemanı vardı. Hatta işletme sahibi servis şefi görevini üstlenmiş ortalarda talimatlar yağdırıyordu. Cuma akşamı, canlı müzik, yoğun müşteri talebi kaçınılmaz olarak işletmenin bu ilgiye nitelikli bir hizmet vermesi ve müşteri memnuniyetini verilen hizmetlerle sağlaması olağan bir uygulamadır. Ancak masalar arasındaki aşırı yakınlık, oturma gruplarının çok küçük olması, vestiyer hizmeti olmaması; doğru hizmet ve güzel canlı müzik performansına rağmen içimde buruk bir memnuniyetsizlik hissi bıraktı.

Tartışılabilir…

Mutfak bir tezgâhın arkasında yer alıyor. Yoğunluk nedeniyle tezgâha sürekli bireyler koyan usta olduğu için içerisi çok detaylı görülmüyor. Menüdeki çeşitliliğe rağmen kişisel nedenlerle çok fazla tercih edebileceğim yiyecek yoktu. Küçük bir alan olarak görülen mutfaktan çok fazla çeşidin çıkması nasıl oluyor? Genel olarak meyhane mutfakları büyük alanlar değildir. Fakat müşteri kapasitesiyle orantılı bir alan ayrılmış olması gerekir. Alışkanlığım olsa gerek bu tür mekânlarda tuvaletler dikkatimi çeker. MayDay’in tuvaletleriyle ilgili söyleyebileceğim bir şey yok. Çok lüks değil ancak çok kötü de değil.

Tartışılabilecek önemli bir konu ise işletmenin isminde Rum Meyhanesi ifadesini kullanması. Mekanın özellikleri dikkate alındığında meyhane tanımı;-“gürültülü ve kalabalık içkili -yüksek sesli müzik- olan, 20-30 kişilik grupların uzun bir masada oturup, yiyip, içip, eğlendikleri yerdir” olarak akla getiriyor. Acaba gerçekten öyle mi? İçimizdeki sevinç mutluluk üzüntüleri paylaşmak için bir çilingir sofrasının etrafında sohbetleri koyulaştırma kısmı nerede kaldı. Hatta methini duyduğum erik turşusu da yoktu.

Fiyat değer…

Fiyat olması gerektiği gibi,  ne ucuz ne de pahalı. Ancak müşterilerin yiyecek içecek dışında mekânın sunduğu ortam yani dekor, ses, müzik, ışık, konfor gibi durumları da yaptıkları ödemeyle ilişkilendirdikleri bilinmektedir. Gürültülü içkili ortamlardan hoşlanmayan birisi olarak duyduğum rahatsızlığın ödemesini değil yediklerim ve içtiklerimin ödemesini yaptığımı düşünüyorum.

MayDay Rum Meyhanesi
Hoşnudiye Mahallesi Vural Sokak No:16
222 230 60 67            532 422 65 87

İzmir Midye Dolma

MayDay çıkışı hemen çaprazında bulunan İzmir Midye Dolmacı’sına gittik. İçerisi küçük ve oturabileceğimiz yer yoktu. Hava sıcaklığının sıfıra yakın olduğu kış mevsiminde dışarıya bir masa konuldu. Biz de biralarımızı ve ortaya bir midye dolma söyleyip iyice kapanarak oturduk. Midyeler hiç fena değildi. Hatta lezzetli geldi. Ancak yeterince rakı içip üzerine lezzet testi yapmak ne kadar doğru? Açıkçası başka bir zaman tadım yapsam nasıl değerlendiririm, bilmiyorum. İçine konulanlar, baharat dengesi, midye oranı vs gibi detayları nesnel de olsa vermek kolay olurdu.

Başka lezzet ve mekanların yorumuyla buluşmak üzere…