19 Ocak 2015 Pazartesi

BOMANTİDE BİR AKŞAM…


Bomanti’den ilk izlenimler.

Yıllardır Bomanti İsmail’in adını duyarım, İŞKUR’un yanındaki yeri de…  Ancak bir fırsat bulup ta gitme imkânım olmadı. “Akademik Şikemperverler” olarak ilk toplantının adresi Yeni Bağlar, tramvayın üniversite durağının yanı olan Bomanti’de yapılması isabet oldu. Kışın en çetin akşamlarından birinde Bomantiye girerken ilk dikkatimi çeken bahçede devasa döküm bir mangalda korlaşmış kömürler oldu. Yaklaştığımda havanın sıfırın altında 10 °C. Olmasına rağmen ısıtıyordu. İçeriye dar bir koridordan giriliyor, girerken tavandaki ısıtıcılardan gelen sıcaklık hissediliyor. İçeriye girildiğinde geleneksel içkili lokanta havası hemen hissediliyor. Oval bir salon, girişte solda mezelerinde sergilendiği teşhir dolabının yer aldığı tezgâh ve arkasında mutfak var. Mutfağın bitişiğinde lavabo ve tuvaletler bulunmakta, bir taraf duvar ve geri kalan kısım çamlı, bu cam boyunca bahçeye ve yola bakan masalar yer almakta.  Duvar tarafında iki sıra masa ve ortaya doğru birkaç masa daha bulunmakta. Duvarda asılı özlü sözler çerçevelenerek asılmış. Bir kısmı işletmeci İsmail Gürkan’a ait.

Servis

Girişte bir servis elemanı “hoş geldiniz” diyerek karşılayıp rezervasyonum olup olmadığını sordu. Zaten oturmakta olan Osman’ı gördüğüm için evet şu masa deyip bizim için ayrılmış olan duvar tarafındaki masaya geçtim. Sipariş vermek için mezeleri görmeye gittiğimizde birkaç patlıcanlı ve yoğurtlu meze vardı. Çeşidin az olmasının nedeni olarak birkaç gün doğalgaz sorunu nedeniyle kapalı olduklarını ve bu akşam açıldıklarını bunun için de yeterli hazırlık yapamadıklarını belirttiler. Sipariş almada bir sorun yoktu. Her şey normaldi. Ancak serviste ilk dikkat çeken, ekmeğin unutulması oldu. Meze yerine daha çok zeytinyağlı, söğüş, turşu, salata gibi yiyecekler tercih eden bir olarak kavun ve peynir benim için yeterli diye düşünüp diğerlerinin tadına bakmadım.
Servis kalitesiyle ilgili ölçüt genelde “müşterinin bir şey istemesine gerek bırakmadan yapılan servistir” fikrindeyim. Ancak durum pek de böyle değildi, ekmeğin unutulması, biten suyun fark edilmemesi ve dahası isteyerek getirttirmek bu tanıma uygun değil. Masalar sade, bir servis tabağı, çatal, bıçak, tuzluk, karabiberlik, peçete, kürdan ve her bir kuverde iki rakı kadehi yer almakta. Lavabo ve tuvalet lüks görülmese de kullanılabilir, masa örtüleri ve takımlar kaliteli olmasa da ihtiyaca cevap verir nitelikte.
Sıcak olarak ciğer tava, kiremitte kavurma ve hamsi tava istedik. Ortaya geldi kavurma güzeldi, ciğerden keskin bir ciğer kokusu geliyordu, hamsi mısır unuyla tavaya dizilerek değil derin yağda kızartılmıştı.

Diğer hizmetler

Bizim yemek yediğimiz Cuma akşamı fasıl vardı. Kanun, keman ve darbukadan oluşan ekipte keşke darbuka olmasaydı dedirten bir ses çıkarması açıkça sohbet için bir araya gelen bizler için sıkıntılı verdi. Günümüz içkili lokanta denildiğinde nedense müzikli eğlence giderek yaygınlaşmış bir uygulama olmaya başladı.
Dışarıda yer alan mangalın etrafında sigara içmek için bir araya gelen farklı masalardan insanlar o kısa süre içerisinde kolaylıkla bir konudan girip –içeride gerek masa konumundan gerekse yüksek müzikten dolayı yapılamayan- sohbet etme fırsatını hemen değerlendirmeye başlamaları ilginçti. Açıkçası bu durum Bomanti’yi tercih eden insanların sohbet için bir araya geldiklerinin de bir göstergesi olabilir. İlerleyen saatlerde de müşterilerin bir kısmının ayrılırken yan masalara uğrayarak vedalaşmaları birbirlerini tanıdıklarının da bir göstergesi. Bu durumun işletmeci, yönetici, servis personeli tarafından değerlendirilerek uygun bir masa düzeni ve hizmet yaklaşımı benimsemelerinin anlamlı olacağını düşünüyorum.
Bomanti aynı zamanda, işletmecisi İsmail Gürkan’la ünlenmiş bir yer. Duvardaki çerçevelenmiş özlü sözleri dışında ceketinin cebinde taşıdığı içi dolu rakı bardağını istediği yerde çıkarıp içiyor. Bunun nedenini yıllar içerisinde masaya çağırıp hem sohbet edip hem de içecek söyleyen müşterilerin uzun süre onu masaya bağlamasına karşı bir tepki olarak alışkanlık edindiğini belirtiyor. Ancak İsmail işletmede olmasına rağmen bir ev sahibi gibi müşterileriyle ilgilenmemesi, bu tür mekânların hizmet anlayışına aykırı bir durum olarak değerlendirilebilir. Geleneksel içkili restoran tarzında düzenlenmiş bir mekân olmakla birlikte hizmet esnasında müşteri özellikle işletmeciyi (ya da yöneticiyi) görmek ve sohbet etmek ister. Bence bu gözden kaçırılmaması gereken bir durumdur. Çünkü mangalın başında sigarasını içmekte olan İsmail’e bir gurup genç “abi gerçekten rakı bardağın cebinde mi? Görebilir miyiz?” diye sormaları bunu izah eden örnek bir olaydır.

Hizmete Göre Fiyat

Ortaya söylenen mezeler, peynir, kavun, sıcaklar, sonrasında meyve, biten kimi mezelerin tazelenmesi ve içecekler dikkate alındığında kişi başı ödenen fiyat makuldü.

İlkini gerçekleştirdiğimiz ziyaretin farklı mekânlar, farklı lezzet ve sohbetlerle devam etmesi dileğiyle… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder