Bomanti’den
ilk izlenimler.
Yıllardır Bomanti İsmail’in adını duyarım, İŞKUR’un yanındaki yeri de… Ancak bir fırsat bulup ta gitme imkânım
olmadı. “Akademik Şikemperverler” olarak ilk
toplantının adresi Yeni Bağlar, tramvayın üniversite durağının yanı olan
Bomanti’de yapılması isabet oldu. Kışın en çetin akşamlarından birinde
Bomantiye girerken ilk dikkatimi çeken bahçede devasa döküm bir mangalda
korlaşmış kömürler oldu. Yaklaştığımda havanın sıfırın altında 10 °C. Olmasına rağmen ısıtıyordu. İçeriye dar bir koridordan giriliyor,
girerken tavandaki ısıtıcılardan gelen sıcaklık hissediliyor. İçeriye
girildiğinde geleneksel içkili lokanta havası hemen hissediliyor. Oval bir
salon, girişte solda mezelerinde sergilendiği teşhir dolabının yer aldığı
tezgâh ve arkasında mutfak var. Mutfağın bitişiğinde lavabo ve tuvaletler
bulunmakta, bir taraf duvar ve geri kalan kısım çamlı, bu cam boyunca bahçeye
ve yola bakan masalar yer almakta. Duvar
tarafında iki sıra masa ve ortaya doğru birkaç masa daha bulunmakta. Duvarda
asılı özlü sözler çerçevelenerek asılmış. Bir kısmı işletmeci İsmail Gürkan’a
ait.
Servis
Girişte
bir servis elemanı “hoş geldiniz” diyerek karşılayıp rezervasyonum olup
olmadığını sordu. Zaten oturmakta olan Osman’ı gördüğüm için evet şu masa deyip
bizim için ayrılmış olan duvar tarafındaki masaya geçtim. Sipariş vermek için
mezeleri görmeye gittiğimizde birkaç patlıcanlı ve yoğurtlu meze vardı. Çeşidin
az olmasının nedeni olarak birkaç gün doğalgaz sorunu nedeniyle kapalı
olduklarını ve bu akşam açıldıklarını bunun için de yeterli hazırlık
yapamadıklarını belirttiler. Sipariş almada bir sorun yoktu. Her şey normaldi.
Ancak serviste ilk dikkat çeken, ekmeğin unutulması oldu. Meze yerine daha çok
zeytinyağlı, söğüş, turşu, salata gibi yiyecekler tercih eden bir olarak kavun
ve peynir benim için yeterli diye düşünüp diğerlerinin tadına bakmadım.
Servis
kalitesiyle ilgili ölçüt genelde “müşterinin bir şey istemesine gerek bırakmadan
yapılan servistir” fikrindeyim. Ancak durum pek de böyle değildi, ekmeğin
unutulması, biten suyun fark edilmemesi ve dahası isteyerek getirttirmek bu
tanıma uygun değil. Masalar sade, bir servis tabağı, çatal, bıçak, tuzluk,
karabiberlik, peçete, kürdan ve her bir kuverde iki rakı kadehi yer almakta.
Lavabo ve tuvalet lüks görülmese de kullanılabilir, masa örtüleri ve takımlar
kaliteli olmasa da ihtiyaca cevap verir nitelikte.
Sıcak
olarak ciğer tava, kiremitte kavurma ve hamsi tava istedik. Ortaya geldi
kavurma güzeldi, ciğerden keskin bir ciğer kokusu geliyordu, hamsi mısır unuyla
tavaya dizilerek değil derin yağda kızartılmıştı.
Diğer hizmetler
Bizim yemek yediğimiz
Cuma akşamı fasıl vardı. Kanun, keman ve darbukadan oluşan ekipte keşke darbuka
olmasaydı dedirten bir ses çıkarması açıkça sohbet için bir araya gelen bizler
için sıkıntılı verdi. Günümüz içkili lokanta denildiğinde nedense müzikli
eğlence giderek yaygınlaşmış bir uygulama olmaya başladı.
Dışarıda yer alan
mangalın etrafında sigara içmek için bir araya gelen farklı masalardan insanlar
o kısa süre içerisinde kolaylıkla bir konudan girip –içeride gerek masa
konumundan gerekse yüksek müzikten dolayı yapılamayan- sohbet etme fırsatını
hemen değerlendirmeye başlamaları ilginçti. Açıkçası bu durum Bomanti’yi tercih
eden insanların sohbet için bir araya geldiklerinin de bir göstergesi olabilir.
İlerleyen saatlerde de müşterilerin bir kısmının ayrılırken yan masalara
uğrayarak vedalaşmaları birbirlerini tanıdıklarının da bir göstergesi. Bu durumun
işletmeci, yönetici, servis personeli tarafından değerlendirilerek uygun bir
masa düzeni ve hizmet yaklaşımı benimsemelerinin anlamlı olacağını düşünüyorum.
Bomanti aynı zamanda,
işletmecisi İsmail Gürkan’la ünlenmiş bir yer. Duvardaki çerçevelenmiş
özlü sözleri dışında ceketinin cebinde taşıdığı içi dolu rakı bardağını
istediği yerde çıkarıp içiyor. Bunun nedenini yıllar içerisinde masaya çağırıp
hem sohbet edip hem de içecek söyleyen müşterilerin uzun süre onu masaya
bağlamasına karşı bir tepki olarak alışkanlık edindiğini belirtiyor. Ancak
İsmail işletmede olmasına rağmen bir ev sahibi gibi müşterileriyle
ilgilenmemesi, bu tür mekânların hizmet anlayışına aykırı bir durum olarak
değerlendirilebilir. Geleneksel içkili restoran tarzında düzenlenmiş bir mekân
olmakla birlikte hizmet esnasında müşteri özellikle işletmeciyi (ya da yöneticiyi)
görmek ve sohbet etmek ister. Bence bu gözden kaçırılmaması gereken bir durumdur.
Çünkü mangalın başında sigarasını içmekte olan İsmail’e bir gurup genç “abi
gerçekten rakı bardağın cebinde mi? Görebilir miyiz?” diye sormaları bunu izah
eden örnek bir olaydır.
Hizmete Göre Fiyat
Ortaya
söylenen mezeler, peynir, kavun, sıcaklar, sonrasında meyve, biten kimi
mezelerin tazelenmesi ve içecekler dikkate alındığında kişi başı ödenen fiyat
makuldü.
İlkini
gerçekleştirdiğimiz ziyaretin farklı mekânlar, farklı lezzet ve sohbetlerle
devam etmesi dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder