19 Ocak 2015 Pazartesi

BOMANTİ İSMAİL

Sevgili blog okuyucuları merhaba,
“Akademik Şikemperverler” olarak ilk deneyimimizi Eskişehir’de bulunan Bomanti İsmail’de gerçekleştirdik. Buradaki temel amaç “Güzel Yemek Hoş Sohbet” adı altında hem gittiğimiz işletmeleri belirli kriterlere göre değerlendirmek hem de sizlere bu işletmeleri tanıtmak yer almaktadır. Burada ki blog yazarlarının bazılarının uzmanlık alanı yiyecek-içecek ve gastronomi iken, bazılarının ise işletme ve pazarlama alt yapısı ile uzun yıllardır farklı destinasyonlar gezmiş yeme-içme alanında derin tecrübelere sahip kişilerden oluşmaktadır. Aslında blog yazarları, siz değerli okuyuculara deneyimlerini paylaşırken bir yandan da kendi aralarında bilgi ve tecrübelerini paylaşacak farklı bir deneyim yaşamaktalar. Fazla uzatmadan konumuza gelelim.
“Bomanti İsmail” Eskişehir merkezinde, Anadolu Üniversite’si durağına çok yakın olan uzun yıllardır hizmet veren bay-bayan birlikte rahatça gidebileceği bir meyhane. Yediklerimize gelecek olursak peynir, kavun, domates, salata, yoğurtlu semizotu, şakşuka, patlıcan salatası, kavurma, ciğer, hamsi, meyve, tatlı olarak helva; içecek olarak ta rakı olduğunu söylebilirim.
Lezzet
Genel olarak yiyeceklerin kalitesinin iyi olduğunu söyleyebilirim. Ancak özelleştirecek olursak; peynir, sebze ve meyvelerinin kış ayında olmamıza rağmen oldukça iyi olduğu söylenebilir. Mezelerde tat, görüntü olarak iyiydi. Kavurma ve hamsi bana biraz ağır geldi. Muhtemelen kullanılan yağı ile ilgili. Ciğerin tadı iyiydi ancak bazılarında zarlarının alınmadığı görülmekteydi. Özellikle, kavurma, hamsi ve ciğerin kullanılan yağ değiştirilirse lezzetlerinin çok daha iyi olacağını söyleyebilirim. Tatlı olarak helva yedik. Oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim. Mutlaka yemenizi tavsiye ederim. Yemek sonunda gelen çayın demi, görüntüsü ve tadı da yerindeydi.
Fiziki Yapısı
Bomanti’yi ocak ayında ziyaret ettik. Dışarısı oldukça soğuktu. Bununla birlikte meyhanenin içi ne çok sıcak ne de çok soğuktu. Bu durum benim açımdan oldukça iyiydi. Isı, müşteriler açısından oldukça önem arz etmekte, sıcak-soğuk dengesinin iyi tutturulduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte yılbaşından kalma süslerin hala çıkarılmaması da meyhane havasından biraz uzaklaştırmıştı. Umarım en kısa zamanda çıkarırlar. Koku olarak işletmede beni rahatsız eden bir koku algılamadım. Işık düzeyi ise, bir meyhane için yerindeydi. Ne çok loş ne de çok aydınlıktı. Genel olarak işletmede sarı ışık kullanılmakta. Ancak ses kısmına geldiğimizde aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Cuma akşamı gittiğimizde canlı müzik (fasıl) olduğunu öğrendik. İşletmede çalan müziğin olması gerekenden fazla olduğunu, yanımızda oturan kişinin konuşmasını anlamakta zorluk çektiğimizi söyleyebilirim. Ayrıca Bomanti’ye bitişik olan kafeden de çok yüksek müzik sesi gelmekteydi. Bu durum beni ve diğer arkadaşları rahatsız etti. Umarım en kısa zamanda buna çözüm bulurlar.  
Bomanti’nin duvarlarında anlamlı sözler dikkat çekmekteydi. İşletmeye güzel bir hava kattığını söyleyebilirim. Masalarının düzenlenmesi yerindeydi. Müşterinin hareket alanını kısıtlamayacak seviyede, aynı zamanda servisi de aksatmayacak seviyedeydi. Kullanılan malzeme bir meyhane için normal sayılabilir. Masa örtüleri ve diğer araç ve gereçlerde temizdi.
Mutfak
  Mutfağın konumu iyi yerdeydi. Meze ve et dolaplarının yeri iyi düşünülmüş, müşteriler rahatlıkla mezeleri seçebiliyorlar.
Tuvalet
Tuvaletlerin yeri iyiydi. Müşterileri rahatsız etmeyecek mesafedeydi. Temizliği ise, normaldi.
Personel Kalitesi
Servisin genel olarak yavaş olduğunu söyleyebilirim. İstediğimiz siparişlerin geç hazırlandığını ve bazılarının unutulduğunu (ekmek) görüldü. Çoğu şeyi birkaç kez söylemek zorunda kaldık. Garsonların masaları takip etmekte zorlandığı açıkça anlaşılmaktaydı. Belki, iyi bir eğitimle bu sorun aşılabilir.
Fiyat
Fiyatların normal olduğunu söyleyebilirim. Bence fiyat-kalite dengesi normaldi.
Sonuç olarak, başarılı bir işletme olduğunu ve rahatlıkla gidilebileceğini söyleyebilirim.

BOMANTİDE BİR AKŞAM…


Bomanti’den ilk izlenimler.

Yıllardır Bomanti İsmail’in adını duyarım, İŞKUR’un yanındaki yeri de…  Ancak bir fırsat bulup ta gitme imkânım olmadı. “Akademik Şikemperverler” olarak ilk toplantının adresi Yeni Bağlar, tramvayın üniversite durağının yanı olan Bomanti’de yapılması isabet oldu. Kışın en çetin akşamlarından birinde Bomantiye girerken ilk dikkatimi çeken bahçede devasa döküm bir mangalda korlaşmış kömürler oldu. Yaklaştığımda havanın sıfırın altında 10 °C. Olmasına rağmen ısıtıyordu. İçeriye dar bir koridordan giriliyor, girerken tavandaki ısıtıcılardan gelen sıcaklık hissediliyor. İçeriye girildiğinde geleneksel içkili lokanta havası hemen hissediliyor. Oval bir salon, girişte solda mezelerinde sergilendiği teşhir dolabının yer aldığı tezgâh ve arkasında mutfak var. Mutfağın bitişiğinde lavabo ve tuvaletler bulunmakta, bir taraf duvar ve geri kalan kısım çamlı, bu cam boyunca bahçeye ve yola bakan masalar yer almakta.  Duvar tarafında iki sıra masa ve ortaya doğru birkaç masa daha bulunmakta. Duvarda asılı özlü sözler çerçevelenerek asılmış. Bir kısmı işletmeci İsmail Gürkan’a ait.

Servis

Girişte bir servis elemanı “hoş geldiniz” diyerek karşılayıp rezervasyonum olup olmadığını sordu. Zaten oturmakta olan Osman’ı gördüğüm için evet şu masa deyip bizim için ayrılmış olan duvar tarafındaki masaya geçtim. Sipariş vermek için mezeleri görmeye gittiğimizde birkaç patlıcanlı ve yoğurtlu meze vardı. Çeşidin az olmasının nedeni olarak birkaç gün doğalgaz sorunu nedeniyle kapalı olduklarını ve bu akşam açıldıklarını bunun için de yeterli hazırlık yapamadıklarını belirttiler. Sipariş almada bir sorun yoktu. Her şey normaldi. Ancak serviste ilk dikkat çeken, ekmeğin unutulması oldu. Meze yerine daha çok zeytinyağlı, söğüş, turşu, salata gibi yiyecekler tercih eden bir olarak kavun ve peynir benim için yeterli diye düşünüp diğerlerinin tadına bakmadım.
Servis kalitesiyle ilgili ölçüt genelde “müşterinin bir şey istemesine gerek bırakmadan yapılan servistir” fikrindeyim. Ancak durum pek de böyle değildi, ekmeğin unutulması, biten suyun fark edilmemesi ve dahası isteyerek getirttirmek bu tanıma uygun değil. Masalar sade, bir servis tabağı, çatal, bıçak, tuzluk, karabiberlik, peçete, kürdan ve her bir kuverde iki rakı kadehi yer almakta. Lavabo ve tuvalet lüks görülmese de kullanılabilir, masa örtüleri ve takımlar kaliteli olmasa da ihtiyaca cevap verir nitelikte.
Sıcak olarak ciğer tava, kiremitte kavurma ve hamsi tava istedik. Ortaya geldi kavurma güzeldi, ciğerden keskin bir ciğer kokusu geliyordu, hamsi mısır unuyla tavaya dizilerek değil derin yağda kızartılmıştı.

Diğer hizmetler

Bizim yemek yediğimiz Cuma akşamı fasıl vardı. Kanun, keman ve darbukadan oluşan ekipte keşke darbuka olmasaydı dedirten bir ses çıkarması açıkça sohbet için bir araya gelen bizler için sıkıntılı verdi. Günümüz içkili lokanta denildiğinde nedense müzikli eğlence giderek yaygınlaşmış bir uygulama olmaya başladı.
Dışarıda yer alan mangalın etrafında sigara içmek için bir araya gelen farklı masalardan insanlar o kısa süre içerisinde kolaylıkla bir konudan girip –içeride gerek masa konumundan gerekse yüksek müzikten dolayı yapılamayan- sohbet etme fırsatını hemen değerlendirmeye başlamaları ilginçti. Açıkçası bu durum Bomanti’yi tercih eden insanların sohbet için bir araya geldiklerinin de bir göstergesi olabilir. İlerleyen saatlerde de müşterilerin bir kısmının ayrılırken yan masalara uğrayarak vedalaşmaları birbirlerini tanıdıklarının da bir göstergesi. Bu durumun işletmeci, yönetici, servis personeli tarafından değerlendirilerek uygun bir masa düzeni ve hizmet yaklaşımı benimsemelerinin anlamlı olacağını düşünüyorum.
Bomanti aynı zamanda, işletmecisi İsmail Gürkan’la ünlenmiş bir yer. Duvardaki çerçevelenmiş özlü sözleri dışında ceketinin cebinde taşıdığı içi dolu rakı bardağını istediği yerde çıkarıp içiyor. Bunun nedenini yıllar içerisinde masaya çağırıp hem sohbet edip hem de içecek söyleyen müşterilerin uzun süre onu masaya bağlamasına karşı bir tepki olarak alışkanlık edindiğini belirtiyor. Ancak İsmail işletmede olmasına rağmen bir ev sahibi gibi müşterileriyle ilgilenmemesi, bu tür mekânların hizmet anlayışına aykırı bir durum olarak değerlendirilebilir. Geleneksel içkili restoran tarzında düzenlenmiş bir mekân olmakla birlikte hizmet esnasında müşteri özellikle işletmeciyi (ya da yöneticiyi) görmek ve sohbet etmek ister. Bence bu gözden kaçırılmaması gereken bir durumdur. Çünkü mangalın başında sigarasını içmekte olan İsmail’e bir gurup genç “abi gerçekten rakı bardağın cebinde mi? Görebilir miyiz?” diye sormaları bunu izah eden örnek bir olaydır.

Hizmete Göre Fiyat

Ortaya söylenen mezeler, peynir, kavun, sıcaklar, sonrasında meyve, biten kimi mezelerin tazelenmesi ve içecekler dikkate alındığında kişi başı ödenen fiyat makuldü.

İlkini gerçekleştirdiğimiz ziyaretin farklı mekânlar, farklı lezzet ve sohbetlerle devam etmesi dileğiyle… 

15 Ocak 2015 Perşembe

Bomanti İsmail

Lezzet severler merhaba!
Bu blogda periyodik olarak yeri geldiğinde bir lokanta, yeri geldiğinde bir simitçi, yeri geldiğinde ise bir dondurmacı veya çorbacıyı okuyacaksınız.
Tamamıyla iyi ve kötü yönleriyle. Yani tabi ki işletmecileri incitmeden, kırmadan, kimseleri üzmeden. Amaç: hem tüketicilere fikir vermek, hem de bir taraftan bu işletmeleri birazcık da olsa yönlendirmek.
Dost misali… Eğrisiyle doğrusuyla…

Her neyse, bu öz girizgâh sonrası hemen konumuza gelelim.
Akademik Şikemperverler” olarak ilk ziyafetimizi Bomanti İsmail’de gerçekleştirdik. Burası şehrin merkezinde, çoğu yere yürüme mesafesinde istikrarlı ve karakteri olan bir meyhane.
Ne tesadüf ki çok sevdiğimiz dostlarımız da bizler gitmeden önce oradalarmış. Akademiklerle randevulaştığımız saat gelene kadar onlarla biraz yiyip içip sohbet ettikten sonra bizlere ayrılan masaya kurulduk ve hızla yemeye koyulduk…
Neler mi yedik? Hemen sıralayım: peynir, kavun, domates, salatalık, güveçte kavurma, ciğer, hamsi kuşu, helva, meyve, çay ve tabiki rakı (Yeni Rakı).
Şimdi değerlendirme kıstaslarımıza göre kısaca görüşlerimi beyan edeyim.

Lezzet
Peynir lezzetliydi, kavun bu tarih için oldukça iyiydi. Patlıcan salatası, yoğurtlu semizotu ve şakşukanın lezzetleri de beklendik düzeydeydi. Kavurma güzel pişmişti, kullanılan yağ tereyağı olsaydı daha hoş olurdu. Ciğerde yer yer zar varlığı lezzeti perdelemişti. Zarlarını almayı ihmal etmemelilerdi… Hamsi çok güzeldi, tık tık götürdük. Helva da aynı şekilde lezzet açısından oldukça iyiydi ki tamamıyla tüketildi. Meyve çeşitliliği, özellikle ufak kâsede nar taneleri yemeğin sonu için iyi oldu. Ayrıca renkli bir meyve tabağı için de akıllıcaydı. Yemeğin sonunda içtiğimiz çay da taze demlenmiş, güzel kokulu ve istendik renkteydi.

Tesisin Çevresi ve Genel Özellikleri
Bomanti’ye girerken çok büyük bir mangalda büyük bir ateş görüyorsunuz. Arada sırada sigara içenler buraya çıkıp, Eskişehir’in dondurucu soğuğundan etkilenmeden keyiflerini sürdürebiliyorlar. Ancak camlarda yazılı olan partimsi yazılar bir meyhaneye bence yakışmıyor. Hoş yakında sileceklerdir ama ne biliyim insan meyhaneleri daha klasik mekânlar olarak umuyor her zaman…
İlk kapıdan girdiğinizde güzel bir vestiyer görüyorsunuz ancak o masaların orada durması pek de estetik değil.
İçeriye girdiğinizde duvar ve cam kenarlarında, ayrıca ortalarda da hareketleri ve servis akışını engellemeyecek masaları görüyorsunuz. Duvarlarda ise anlamlı sözler ve Atatürk portreleri.
Giriş kapısının karşısında kolana bitişik bir de bar bulunmakta. Ayrıca sol tarafta da yarı açık mutfak…
Kullanılan servis malzemeleri normal her meyhanede karşılaşacağınız özellikte. Masa örtüleri temiz ve ütülü.
Bez peçete bize sunulmadı, kâğıt peçetede de bitince personelden rica etmemiz gerekti.
Cuma akşamı gittiğimiz için mekânda canlı müzik vardı. Ancak o kadar yüksekti ki ses masada beş kişi olmamıza rağmen çoğu zaman bağırmamız hatta bazen de susup dışarıya çıkmamız gerekti. Ayrıca müzisyenlerin sıklıkla masaları dolaşması da bazen rahatsız edici olabiliyor, dengelemek lazım!
Bir de bizler duvar kenarında bir masada oturduğumuzdan sağdan sağdan fasıl, soldan soldan da disko disko havaları dinleyebildik… Heralde bunu yan tarafta yeni açılan mekân “W” ile Bomanti ortaklaşa planlamamışlardır. Biran önce gürültüyü önleyici ve ses karmaşasını çözücü bir izolasyon yapılmalı. Ayrıca ses düzeyleri de iki taraf için de mantıklı seviyelere indirilmeli. Bu binanın üst katlarında yaşayanların nasıl dinlenmeye çalıştıklarını gözümde canlandırabiliyorum…
Aydınlatma iyi idi, ancak ortamın daha sıcak olması beklenirdi. Hoş bugün Eskişehir için oldukça soğuk bir gece idi, bu koca alanı ısıtmak kolay olmasa gerek…

Mutfak
Giriş kapısının solunda hemen görebileceğiniz mutfak ergonomik ve iş akışına göre planlanmış gibi. Ayrıca meze, et vitrin dolaplarının da mutfağa entegre koyulması akıllıca. Yeni tadilattan çıktıkları için şansımıza çeşitleri bugün azmış, sağlık olsun…

Tuvaletler
Tuvaletlerin temizliği orta halliydi. Havalandırması da normaldi. İçeride hoparlör yoktu ama mekândaki ses düzeyi oldukça yüksek olduğu için içeriden de duyuluyordu.

Personel
Personel servis konusunda pek deneyimli değildi. Masamızın genel servisi oldukça yavaştı ve çoğu şeyi el kol kaldırarak bizlerin söylemesi ve rica etmesi gerekti (tabak değişimi, peçete, su, ekmek, yeni siparişler, vs).
Her zaman, her yerde, her aşamada eğitim şart…

Fiyat
Eskişehir piyasasına göre, yediklerimizin niteliği ile fiyat ilişkisi bence normaldi.



Yani sözün özü, gidilebilir; yenilebilir ve içilebilir bir işletme. Afiyetler ola!...



İletişim Bilgileri:
Adres: Yeni Bağlar Mah. Uludağ Sok. No:3/A Anadolu Ün. Tramvay Durağı Arası
Cep 1: 0 532 517 01 33
Cep 2: 0 532 643 64 84
E-posta: bilgi@bomantiismail.com

E-posta: bomantiismail@gmail.com