3 Şubat 2016 Çarşamba

Eskişehir’de Bir Balıkçı: Teras

Şikemperverler olarak Ocak ayı buluşmasının ayrı bir önemi vardı bizim için. Şikemperverlerden Volkan Genç ve tatlı eşi Seray Genç Batman’a taşınıyor. Meslekleriyle ilgili büyük bir adım olması bakımından mutluluk duysak da aramızdan ayrılmalarına üzülüyoruz. Bir veda yemeği olarak gerçekleştirdiğimiz bu buluşmayı özel bir yerde gerçekleştirmek istedik ve rotamızı bir balıkçıya çevirdik.

Eskişehir’de balıkçı bulmak zordur, iyi bir balıkçı bulmak ise çok daha zordur. O yüzden genel olarak hepimizin beklentisi yüksekti. Çünkü mekana ilişkin duyumlarımız iyi olduğu yönündeydi. Benim şikemperverlerden önce de Teras’a gitme fırsatım olduğu için bazı yerlerde ister istemez ilk deneyimimdeki gözlemlerimi de ekleyeceğim.

İlk olarak lokantanın yeri ulaşımı son derece kolay ve merkezi olması bakımından gitmesi de dönmesi de dert yaratmayan türden. Başka bir işletmenin içinde olmasına rağmen konsepti ve duruşu tamamen farklı. İkinci kattaki lokantaya çıktığımda son derece özenle hazırlanmış bir dekorasyonla karşılaştık. Yapay da olsa begonvillerle süslenmiş, deniz temalı bir dekorasyon oluşturulmuş olması ve genel olarak beyaz renkli konsept iç açıcı bir Ege kıyısını anımsatıyor ve insana dışarıya bakınca denizi göreceği hissini veriyor. Camlarla örtülü olmasından dolayı belli bir saatten sonra biraz havasız kalsa da Eskişehir’in dondurucu soğuğunda özellikle donan ayaklar için alttan ısıtma sistemi son derece cezbedici. Yukarıdaki beyin ısıtan ısıtıcılara pek gerek olmamasına karşın yan masalardan üşüyenler olduğu için bir miktar haşlandık ama sonuçta sadece bizim isteklerimize göre hareket edilemez elbette. Ve elbette esas konu, ekip tamamlanınca gelsin yemekler. İşletmede mekanın kendisi kadar tuvaletler de önemlidir. Temizliği başta olmak üzere aslında tuvaletlerde de konfor ve dekorasyon önemlidir. Teras’ın tuvaleti şimdiye kadar gördüğüm en temiz, konforlu ve en güzel dekorasyonlu 10 numara bir tuvaletti.

Meze olarak köpoğlu, yella (bir çeşit peynir karışımı), ot kavurması, teras salata, ahtapot salatası, balık ezme/Girit ezme (levrek), sumaklı ve fesleğenli levrek marin, sıcaklarda ahtapot ızgara, kalamar, karides güveç ve yengeç dolma aldık. En başarılı bulduklarım ahtapotlar ve levrek marindi. Soğuklardan da yella farklı bir tat ve tam rakıya yakışır bir mezeydi. Servis görevlilerinin Girit ezmenin içindekileri saymasıyla şikemperverler olarak başlayan tartışmamız mutfağa kadar taşıp şefin açıklamasıyla son buldu ama adı Girit ezme olsa da tadı hiçbirimizin bildiği Girit ezmeye benzemiyordu. Farklı bir tat denemek isteyenlere önerilebilir. Balık olarak barbun aldık ancak belki de aşırı doymuş olmaktan belki de beklentim yüksek olduğu için dolayı benim yüzümü çok güldürmedi. Tatlımız triliçe de fena değil diyebileceklerimden ama hep söylüyorum tatlıyla pek aram yok. Ama ilk yediğimde mezeler daha lezzetliydi, bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Lezzet olarak güzel bir meze ziyafeti çekmek isteyenlere tavsiye edebileceğim bir yer.

Servis genel olarak oldukça iyiydi. Ancak beni rahatsız eden iki konuya değinmek istiyorum. İlki servisin kimliğimiz açığa çıkınca birden bire iyileştiği ki önceki gittiğimde mekan o kadar kalabalık olmamasına rağmen bu kadar özel bir ilgi görmemiştik. Diğer konu ise “pazarlama ve satış” adı altında ot kavurmanın içinde onlarca ot olduğunun söylenmesi. Sonuçta otlar mevsimine göre gelir ve bir işletme her an çok çeşitli otu tedarik edemeyebilir. Pazarlama faaliyetlerine gerek olduğunu düşünmüyorum.

Fiyat konusuna gelirsek; kesinlikle her keseye uygun değil. Eskişehir standartlarına göre yüksek olduğu gibi bizi en çok rahatsız eden yine Eskişehir’de alışkın olmadığımız kuver ücretlendirmesi oldu. Yine de özel günlerde gidilebilecek hoş bir mekan olduğu akıllardan çıkarılmamalı.


Velhasılıkelam; güzel mekân, güzel hizmet, güzel yemek, hoş sohbetle akademik şikemperverler yine lezzetli bir buluşma yaşadık. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder